İZ BIRAKAN KİTAPLARDAN İZ BIRAKAN CÜMLELER senin gibi birini değil, sadece seni aradım ben. Ahmet Altan - içimizde bir yer Eğer bir gün hayatıma ihtiyacın olursa gel ve al onu. biz efendileriz, biz köleleriz. biz her yerdeyiz, hem de hiç bir yerde. biz karar verenleriz, kızıl nehirlerin hakimiyiz.. "yalnız kalmamak için bütün gece aynanın karşısında oturdum" beni rabbim terbiye etti, insanlar değil kader seni güldürmüyorsa, espriyi anlayamadın demektir. istediğim, hedefime varmak, kendi yoluma gidiyorum; kararsızların ve ağır canlıların üstlerinden atlayacağım. o halde benim ilerleyişim, onların batışı olsun!!! akıllıca davranabilmek için yalnızca akıl yeterli değildir. DOSTOYEVSKi - SUÇ VE CEZA 'Koşullar hayatın bize indirdiği kırbaç darbeleridir. Bazılarımız bu darbeleri fildişi beyazlığındaki çıplak omuzlarında hissetmek zorunda kalırken, diğerlerine paltolarını giyme izni veriliyor,işte tek fark bu.' '...Ve bir tomurcukta sımsıkı kalma riskinin, çiçek açma riskinden çok daha acı verdiği gün geldi.' senin için bin tane olsa yakalarım.' uçurtma avcısı - khaled hosseini. zaman daima geçmişin özlemini çekmekteydi tanrı bile çoğul konuşuyor.çünkü o da yalnızlığı sevmiyor..(elif şafak-şehrin aynaları) Elimde olsa cenneti ateşe verir, cehennemi de bir kova suyla söndürürüm ki geriye aşk bâki kalsın... elif şafak - aşk Oğuz Atay- Tutunamayanlar bir silgi gibi tükendim ben. başkalarının yaptıklarını silmeye çalıştım. mürekkeple yazmışlar oysa ben kurşun kalem silgisi idim. Azaldığımla kaldım " 'insanlar...' dedim fısıldayarak. taşırlar insanları. kundaktayken, tabuttayken. hep taşıyacak birileri olur. bazıları dostluktan, bazıları cepteki paradan, bazıları da içinde bulundukları sistem bir gün onlara da taşınma sırasının geleceğini söylediği için, taşırlar insanı..." "herkes kalsın yerinde. bıraksınlar yaslansın göğsüm sırtlarına, ılıklaşsın enseleri nefesimle. yavaş yavaş sokayım dilimi derilerine. aksın içlerine hayatımın zehri. yirmi adet mermi. muhteşem! hepinizi geberteceğim! ama hepinizi!" "sonunda tanrı sıkıntıdan patlamıştır. buna da big bang denir." hakan günday - azil yaşamak...bir akıntıya kendini kaptırmaktır. düşünmek ise akıntılara kafa tutmaktır. Bir zamanlar iki kuş avcısı varmıs. Daga cıkıp aglarını yaymıslar. Ertesi gün geldiklerinde ne görmüşler istersiniz? Agları tahtalı guvercinlerle doluymuş. Zavallı hayvanlar kacıp kurtulabilmek icin umutsuzca cırpınıyorlarmış, ama agın delikleri cok kucukmuş. Nasıl gecsinler? Kahrolası kuşlar bir deri bir kemik nerdeyse, bunları pazarda nasıl satarız? demiş avcılardan biri. "Birkac gun bekleyelim biraz yerler şişmanlarlar" demiş öteki. Böylece onlara yem vermişler, su icirmişler. Guvercinler de olanca gucleriyle yiyip icmeye başlamış. Iclerinden biri, yalnızca biri hicbir şey yememiş. Guvercinler her gecen gun biraz daha şişmanlıyormus. Yalnızca biri giderek zayıflıyor ve inatla agdan cıkmak icin ugraşıyormuş. Bu durum avcıların onları pazara göturdukleri gune kadar surmuş. Hicbir şey yememiş olan guvercin o denli zayıflamış ki son bir cabayla agın o ufak aralıklarından gecmeyi başarmış ve ucup gitmis. Artık özgürmüs. ...insan ancak yüreğiyle baktığı zaman doğruyu görebilir.gerçeğin mayası gözle görülmez.--Küçük Prens/Antoine De Saint-Exupéry gittikten bir müddet sonra hiç varolmamış gibi olacağım. yeni ay/stephine meyer bir gulumsemenin 6 milyon dolar degerinde oldugunu biliyormuydunuz. dost kazanma ve insanları etkileme sanatı - dale carnegie tiyatro bitti! artık beklemeye lüzum görmüyorum. (h. nihal atsız - ruh adam) romanda intihar eden yüzbaşının bıraktığı nottur.